Skip to main content

Ece O . Şirin

Film, ana karakterlerin sorgulandığı bir sorgu odasında geçmektedir. Sakin ve kendi halinde bir mahalle kimsesiz bir kadının vahşice cinsel saldırıya ve cinayete kurban gitmesiyle çalkalanmıştır. Polis ise cezalandırıcı bir otorite rolüne... more
Film, ana karakterlerin sorgulandığı bir sorgu odasında geçmektedir. Sakin ve kendi halinde bir mahalle kimsesiz bir kadının vahşice cinsel saldırıya ve cinayete kurban gitmesiyle çalkalanmıştır. Polis ise cezalandırıcı bir otorite rolüne bürünerek faili aramaya girişir. Polis bir devlet uzvu, bir otorite figürü olarak, bir başka deyişle bir baba temsili olarak mahalleliyi sorgular. Sorgulanan mahalle sakinleri ise babanın otoritesini tanıyan çocuk konumundadır. Ne var ki; filmin sonlarına doğru kimin suçlu, kimin masum olduğu gibi kimin baba kimin çocuk rollerine büründüğü de değişecektir.
Research Interests:
Viktimoloji, bir diğer adıyla mağdurbilim, adli olayları farklı perspektiflerden ele almaya fırsat vermesiyle adli bilimler, hukuk, adli psikoloji ve kadın çalışmaları gibi pek çok alanda önemli bir işleve sahiptir. Çilem Doğan örneğini... more
Viktimoloji, bir diğer adıyla mağdurbilim, adli olayları farklı perspektiflerden ele almaya fırsat vermesiyle adli bilimler, hukuk, adli psikoloji ve kadın çalışmaları gibi pek çok alanda önemli bir işleve sahiptir. Çilem Doğan örneğini viktimolojik bağlamda inceleme amacıyla yıllar önce kaleme almış olduğum bu yazımı, konunun ne yazık ki güncelliğini koruması nedeniyle bir kez daha paylaşmak istedim.
Research Interests:
Uyarı: Bu yazı sürprizi bozan unsurlar (spoiler) içermektedir. Vizyona girdiği dönem izlediğim bu film yeniden karşıma çıkınca farklı bir bakış açısıyla izledim. Ana karakter üzerinden ilerleyen filmi bu kez de oldukça popüler bir... more
Uyarı: Bu yazı sürprizi bozan unsurlar (spoiler) içermektedir.

Vizyona girdiği dönem izlediğim bu film yeniden karşıma çıkınca farklı bir bakış açısıyla izledim. Ana karakter üzerinden ilerleyen filmi bu kez de oldukça popüler bir psikopatoloji olan narsisizm üzerinden okumaya karar verdim. Antik Yunan mitolojisinin önde gelen karakterlerinden biri olan Narcissus, güzel peri kızı Echoes’un aşkına karşılık vermeyince tanrılar onu kendine aşık ederek cezalandırır. Suda gördüğü kendi yansımasına aşık olan Narcissus, bu yansımaya dokunamadığı için üzüntüden etrafına olan tüm ilgisini kaybeder, yeme içmeden kesilir ve sonunda ölür. Günlük yaşamda kendine duyduğu aşkla gözleri kör olan ve çevresine duyarsız kalan kişilik tipini sıklıkla görürüz. Bu kişilik örüntüsü psikolojide “Narsisist Kişilik Örüntüsü” olarak adlandırılır. Filmin ana karakteri Mustafa ise tipik bir Narsisist olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu göz önünde bulundurarak değerlendiğimizde tüm olay örgüsü bir kez daha anlam kazanır.
Research Interests:
Antik çağ felsefesi ile öne çıkan beden ruh düalitesi çağlar boyunca düşünce dünyasına hâkim olmuş durumda. Buna göre, Descartes'ın De Anima'sında öne sürdüğü gibi, insanın ruhu diğer tüm hayvanların ruhundan farklı. Kendini diğer hayvan... more
Antik çağ felsefesi ile öne çıkan beden ruh düalitesi çağlar boyunca düşünce dünyasına hâkim olmuş durumda. Buna göre, Descartes'ın De Anima'sında öne sürdüğü gibi, insanın ruhu diğer tüm hayvanların ruhundan farklı. Kendini diğer hayvan türlerinden ayrı tutma ve hiyerarşik düşünme eğilimi de tam bu dönemlerde filizlenmeye başlar. Ne var ki; bu düşünce yapısı Darwin'in keşifleriyle çatırdamaya başlar. Aslında bir hayvan türü olduğumuz, diğer hayvanlarla farklılıklarımızdansa, benzerliklerimizin daha fazla olduğu gerçeği su götürmez artık . Evet, farklı bir türüz. Ama her tür bir diğerinden ne kadar farklıysa biz de o kadar farklıyız . Memeli hayvanların tamamında birçok ortak motor becerinin yanı sıra duygusal ortaklıklar da mevcut. Örneğin tıpkı diğer memeliler gibi biz de ebeveynlerimize ve yavrularımıza bağlanma davranışı gerçekleştiriyoruz.
Research Interests:
Bireysel düzlemde olduğu gibi toplumsal düzlemde de korkutucu duygular üstünlük sanrılarıyla dolu mantık ile telafi edilir. Bireysel yaşamda anne ile girişilen mücadele toplumsal yaşamda yerini doğa ile mücadeleye bırakmıştır. Korku... more
Bireysel düzlemde olduğu gibi toplumsal düzlemde de korkutucu duygular üstünlük sanrılarıyla dolu mantık ile telafi edilir. Bireysel yaşamda anne ile girişilen mücadele toplumsal yaşamda yerini doğa ile mücadeleye bırakmıştır. Korku verici dışsal dünyaya karşı kendini savun­manın bir yolu da bilimden tü­retilen teknoloji ile doğaya karşı saldırıya geçerek onu insan tahakkümü altına almaktır, diyebiliriz. Bunun için ise, bilimsel çalışmalarla kendini, hem dış dünyayı nesnel olarak tanımanın ve  kontrol altına almanın mümkün olduğuna inanmamız gerekir.
Research Interests: