Skip to main content
In his review of recent trends in archaeology, Kristiansen argues that the changes in broad trends in cultural heritage management parallel profound changes in archaeological theory under the banner of postprocessualism. He also argues... more
In his review of recent trends in archaeology, Kristiansen argues that the changes in broad trends in cultural heritage management parallel profound changes in archaeological theory under the banner of postprocessualism. He also argues that one can conceptualize these changes ...
RefDoc Refdoc est un service / is powered by. ...
Kültür denen şey, neyi nasıl yediğimizden hangi programları izlediğimize, hangi yazarı okuyup nasıl müzikleri dinlediğimize, hangi fikirleri benimseyip kimlere karşı durduğumuza kadar gündelik hayatın her alanını kapsayan dinamik,... more
Kültür denen şey, neyi nasıl yediğimizden hangi programları izlediğimize, hangi yazarı okuyup nasıl müzikleri dinlediğimize, hangi fikirleri benimseyip kimlere karşı durduğumuza kadar gündelik hayatın her alanını kapsayan dinamik, çetrefilli bir olgu. Antropoloji disiplininin de odağında olan “kültür” kavramı yıllar içinde dönüştü, çeşitlendi, zenginleşti.
Kuruluşunda Batı-dışı insan topluluklarına odaklanan antropoloji disiplini, son otuz-kırk yılda kendi tarihiyle hesaplaşabilen, başlangıç varsayımlarını yıkabilen ve günümüzün karmaşık sorunlarıyla farklı biçimlerde ilişki kurabilen bir araştırma alanı olduğunu kanıtladı. Kültür Denen Şey, antropolojinin bu zenginliğinin ve derinleşmesinin bir yansıması. Hem dünyada hem Türkiye’de yapılan araştırmalar ışığında antropolojinin araştırma gündemlerinin bir haritasını veriyor elimize. Bu harita sayesinde devlet, bürokrasi, tarım, köylülük, ekonomi, kent, çalışma, cinsiyet, din, etnisite, spor, dil, medya, hukuk, göç, cinsellik, çevre ve duygulanım gibi çok geniş bir alanda insana ve kültüre bakışımızın yakın zamanlarda nasıl büyük bir değişime uğradığını görebiliyoruz.
Son yıllarda hem Türkiye üzerine çalışan sosyal bilimciler hem de okurlar arasında antropolojinin tartışmalarına, yöntem ve bulgularına artan bir ilgi var. Kitapta yer alan makaleler, kendi konularında bir düşünce tarihi sunarken, bu panoramanın önünde şekillenebilecek yeni sorulara ve tartışmalara ilham vermeyi amaçlıyorlar.
Istanbul hızlı bir değişim içinde. Bu değişim öncelikle kentte yaşayan insanların, kentin çevresinin, nihayetinde bütün Türkiye'nin hayatını derinden etkiliyor. Yeni İstanbul Çalışmaları'ndaki "yeni", hem bu hızlı değişimle ortaya çıkan... more
Istanbul hızlı bir değişim içinde. Bu değişim öncelikle kentte yaşayan insanların, kentin çevresinin, nihayetinde bütün Türkiye'nin hayatını derinden etkiliyor. Yeni İstanbul Çalışmaları'ndaki "yeni", hem bu hızlı değişimle ortaya çıkan yeni İstanbul'un daha önce tecrübe etmediğimiz hallerini, hem de incelemelerin konu ve bakış olarak yeniliğini ifade ediyor.
Yaşanan değişimin farklı boyutlarının kavranabilmesi için kitap geniş bir alanı tarıyor: Kentin "devlet eliyle" küreselleştirilmesi, "büyüme" saplantısı, neoliberalizmin kent üzerindeki baskıları, hukukun taşıdığı muğlaklıkların istismar edilişi, mülksüzleştirme, mutenalaştırma, kentin dönüşüm coğrafyası, "tehlikeli" diye mimlenmiş mahallelerdeki devlet şiddeti, Gezi Parkı direnişi ve yeni kentsel muhalefet, İstanbul'u sırtında taşıyan toplumsal emek, kentteki turizm, trafik, ulaşım sorunları, hareketlilikler, kadın istihdamında cinsiyetin etkisi incelenen başlıca konular.
Kitabın yaptığı diğer bir katkı da, kente politik ekoloji çerçevesinden bakmak. Kentin bugününü "sürdürülebilirlik" kavramı temelinde değerlendiren yazılar, aynı zamanda merkezi iktidarın ve belediyenin, çevre, yeşil, doğa ve sürdürülebilir kalkınma gibi bazı kavram ve anlayışları nasıl bir söylem ve imaj malzemesi kertesine indirdiğini, içlerini boşalttığını ve çoğu durumda tam aksi uygulamalara giriştiğini aydınlatıyor. Kentte bedenin kamusallığı ve cinselliği de LGBT hareketi, sakat bedenler, göçmen kadın ev işçileri, trans bireyler, seks işçiliği, seks sinemaları üzerinden tartışılıyor.
Görünen o ki İstanbul satılıyor, özelleştiriliyor ve bu yolla "zenginleşiyor". Bu parlaklık kimilerinin gözünü kamaştırsa da kentte giderek artan ve derinleşen eşitsizliklerin üstünü örtmeye yetmiyor. Yeni İstanbul Çalışmaları kentte olup biteni anlamak ve mücadele etmek için değerli ipuçları sunuyor.