Malezya Dili sözlükte sakit sözcüğünün tanımı
1. Bir hastalık bunların zayıf, sağlıklı değildir taze (olmak) olan vücut veya bir kısmını oluşturmaktadır (örneğin, ateş, baş dönmesi, vs.) maruz kalmaktadır: ~ ağrısı; ablam ~; 2. Bu acı verici (üzüntü, hüzün, vb.) Üzücü: çok abartılıysanız yaşayacağınız adres budur; deli anlamda; sevgilin (hiç kimse) olacağını özledim; Erkek penisinin erkek şişmesine neden olan gelgit rüzgarlarının gelgit rüzgarları; ~ Erkek genitallerine görünür olmayan gelgit rüzgarlarından dolayı sessizlik rüzgarları; ~ rüzgar siklon = ~ (maha) aslan kral hastalığı, seks (cinsel ilişkiler) çılgınca, frengiyle kaynaklanır; Sinirlerde ~ akut ağrı; inek yalvarıyor; ~ heavy = ~ lasat = ~ şiddetli ağrı; ~ mind = ~ bellek = deli beyin; ~ fil elephantiasis elephantiasis, untut; ~ kalp çok rahatsız ve kızgın hissediyor (hakaretlerden ötürü); Kalp hastalığının kalbi; ~ ruh a) akıl hastalığı; b) ruhu bastıran unsurlar olduğundan güvensiz değilsiniz; baş baş dönmesi; ~ sarılık vücudun sarıya dönmesine neden olur; ~ zihinsel olarak delilik, beyin ağrısı, deli; ~ Geçmişte geç bir gecikme ile boğulmuş halde ve tekrar değiştirilemez; ~ karın, yeni pratik zemin katında yeni sorunlar çıktıktan sonra ihtiyaç duyulan şeyi hatırladı; Şikayet etmenin yanı sıra, aynı yarışma ayrıcalıklıdır; ne yapılabilir, kolay olalım sonra prb en kısa sürede bazı sıkıntıya kapılalım; diğerleri ~, diğerleri tedavi, diğer yaralılar, diğer dibb prb sorularla cevap (diğer talep edilen, diğer verilenler); ilaç yemeyin; acı verici, acı verici 1. Gerçekten (bir şeyler elde etmek için), engebeli deneyin: ~ olmadan bir şey elde etmek mümkün olmayacaktır; 2. her zaman hasta: onun için biraz zaman geçti; 3. zorluk çeker (zorluk, güçlük, vb.): Önce hasta olun, daha sonra eğlenin; acı verici bir acı (sefil, üzgün, vb.): Alay konusu her alaya ait değildir; acıtmak 1. acıya neden olmak (sefalet, keder, acı vb.): rahatsız etmeyi ve diğerlerini sevmeyin; Kalbini göze alamam; 2. doğum sırasındaki hasta arterleri: bebek olduğunda; Hasta (mutlu, vb üzgün, endişeli, ne yazık ki) ağrılı neden ağrı yapar: üst kol, oval ya da sivri olabilir ~ elden kullanılarak Zarina kahkaha bu kalp, onu alay gibi görünüyor;: ~ sezmek neden (kimse) (ayrışmış olarak, vs.) çok rahatsız ve kızgın hissetmek Göz çok kötü, kimseyi görmek hoş değil; hastalık 1. hastalık, hastalık (zorluk vb.): kral çok garip; 2. sefil, zorluk; ağrı, her zaman hasta, her zaman hasta, her zaman hastalıktan hasta: hasta olan ve akıllı ve akıllı olmayan çocuk; hastalık 1. vücudun hastalanmasına (veya rahatsız edilmesine neden olan): yorgun olmaktan sağlıklıdır; Bulaşıcı hastalıklar (örneğin, beyaz kurt, sıtma vb.); Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar genellikle seks yoluyla bulaşmaktadır; zihinsel (İlaçlar) zihinsel bozukluklar; vücut yapısında değişiklikler içeren organik (İlaç tedavisi) hastalık; Toplumda sosyal uygulamalar veya uygun olmayan davranış, örneğin uyuşturucu bağımlılığı ve dolandırıcılık alışkanlıkları; İnsan KED çeçe ısırmasıyla (özellikle Afrika'da) sinek tarafından iletilir ve tekrarlayan ateş, baş dönmesi, uyku hali ile karakterize edilir, ve vücudun belirli kısımlarında şişme ~ Uyku (Tıp) hastalığı; zarar, yaşam kusurları, vs (vb fuhuş, yolsuzluk, gibi) yayılır, bir üzücü neden 2. Ki şey: İşsizlik topraklarda ~ oldu; Toplulukta sosyal tatbikat veya kötü davranış; 3. ki, orospu id, lanet (soygun); hastalıktan muzdarip, her zaman bir hastalıktan muzdarip; hapis iddiası 1. iddia edilen kişi (mahkemede): polis cezayı koymuştur; 2. tutsaklar; hasta kişi, hasta; Hastalık tedavisi için hastaneye yatırılan hastalarda; ~ ayakta hasta sadece hastanede veya klinikte ancak koğuşta değil. sakit 1. menderita sesuatu (spt demam, pening, dll) yg menyebabkan seluruh tubuh atau sesuatu bahagiannya tidak segar, (berada dlm keadaan) tidak sihat, uzur: tekaknya ~; adikku ~; 2. ki menderitakesusahan (kesengsaraan, kesedihan, dll), sedih: kalau engkau terlalu boros begini alamat ~lah hidup engkau nanti; ~ akal gila; ~ angau rindu akan kekasih (bkn orang dlm percintaan); ~ angin pasang-pasang sj sakit angin pasang-pasang yg menyebabkan buah zakar laki-laki bengkak; ~ angin selenyap sj sakit angin pasang-pasang yg menyebabkan kemaluan laki-laki tidak nampak; ~ angin taufan = ~ (maha)raja singa penyakit yg berpunca drpd perhubungan seks (perhubungan kelamin) secara liar, sifilis; ~ asabat sakit pd urat saraf; ~ baka beguk; ~ berat = ~ lasat = ~ payah sakit yg teruk; ~ fikiran = ~ ingatan = ~ otak gila; ~ gajah = ~ gajah-gajahan elefantiasis, untut; ~ hati berasa sangat tersinggung dan marah (kerana dihina dll); ~ jantung apa sahaja penyakit yg ada kaitan dgn jantung; ~ jiwa a) sakit mental; b) bp tidak tenteram fikiran kerana ada unsur-unsur yg menekan jiwa; ~ kepala pening kepala; ~ kuning sakit yg menyebabkan tubuh menjadi kuning; ~ mental tidak siuman fikirannya, sakit otak, gila; ~ menimpa sesal terlambat prb perbuatan yg terlanjur dan tidak dapat diubah lagi; ~ perut, baharu tahu di liang lantai prb sesudah mendapat kesusahan baru teringat akan yg perlu; ~ sama mengaduh, luka sama menyiuk prb sama-sama bertanggungjawab; apa boleh buat, biar ~ dahulu senang kemudian prb biarlah bersusah-susah dahulu asalkan senang kemudiannya; lain ~, lain diubat, lain luka, lain dibebat prb jawab yg bersalahan dgn soalan (lain yg diminta, lain yg diberikan); tiada ~ makan ubat prb menyusahkan diri sendiri; bersakit, bersakit-sakit 1. berusaha benar-benar (utk memperoleh sesuatu), bersusah payah: tidak akan dapat mencapai sesuatu dgn tidak ~; 2. selalu sakit: sudah beberapa lama dia ~ sahaja; 3. menderita kesusahan (kesukaran, kesulitan, dll): bersakit-sakit dahulu, bersenang-senang kemudian; menyakit mendatangkan sakit (sengsara, sedih dll): segala maki hamun tidak ~ padanya; menyakiti 1. menyebabkan berasa sakit (sengsara, sedih, pilu, dll): janganlah kamu suka mengganggu dan ~ orang lain; aku tidak sanggup ~ hatimu; 2. ark sakit ketika melahirkan anak: ketika itu bininya sedang ~; menyakitkan menjadikan sakit (susah, risau, sedih, tidak senang, dll), menyebabkan berasa sakit: hulu kikir yg bujur atau runcing boleh ~ tangan ketika menggunakannya; ~ hati menyebabkan (seseorang) berasa sangat tersinggung dan marah (kerana telah dihina dsb): Zarina ketawa seolah-olah mengejeknya, ini ~ hatinya; ~ mata merupakan sesuatu yg sangat buruk, tidak menyenangkan sesiapa yg melihatnya; kesakitan 1. perihal sakit, menderita sakit (susah dll): raja itu pun terlentang selaku orang ~ sangat; 2. sengsara, kesusahan hidup; penyakitan, berpenyakitan selalu sakit-sakit, selalu menghidap penyakit, sentiasa dihinggapi penyakit: anak yg berpenyakitan dan tidak cerdas dan cerdik; penyakit 1. sesuatu yg menyebabkan badan menjadi sakit (atau yg mengganggu kesihatan): dia sudah sihat drpd ~ lelah; ~ berjangkit penyakit yg mudah berjangkit (spt kurap, malaria, dll); ~ kelamin penyakit berjangkit yg lazimnya tersebar melalui hubungan seks; ~ mental (Ubat) gangguan mental; ~ organik (Ubat) penyakit yg melibatkan perubahan struktur tubuh; ~ sosial amalan atau perlakuan yg tidak baik yg berlaku dlm masyarakat, mis penagihan dadah dan tabiat melepak; ~ tidur (Ubat) penyakit yg ditularkan kpd manusia melalui gigitan lalat tsetse(terutamanya di Afrika), dan dicirikan dgn demam yg berulang, pening, mengantuk, dan bengkak pd bahagian tertentu tubuh; 2. ki sesuatu yg menyebabkan keburukan, kepincangan hidup dll yg merebak (spt pelacuran, rasuah, dll), sesuatu yg menyusahkan: pengangguran menjadi ~ dlm negeri itu; ~ sosial amalan atau perlakuan yg tidak baik yg berlaku dlm masyarakat; 3. ki, Id bangsat, sial (makian); berpenyakit menghidap penyakit, selalu menghidap sesuatu penyakit; pesakitan Id 1. orang yg didakwa (dlm mahkamah): polis telah menyilakan ~ masuk menerima hukumannya; 2. orang tahanan; pesakit orang yg sakit, si sakit; ~ dalam pesakit yg dimasukkan ke dlm wad utk menjalani rawatan penyakitnya; ~ luar pesakit yg hanya menerima rawatan di hospital atau klinik tetapi tidak dimasukkan ke dlm wad.
Malezya Dili sözlükte «sakit» sözcüğünün
özgün tanımını görmek için tıklayın.
Tanımın Türkçe diline
otomatik çevirisini görmek için tıklayın.